29 Ağustos 2010 Pazar

DOGMADAN ANLAMAZSIN

            Hem bedenim hem ruhum uzak oralardan, o gelisi guzel yasanan yerden.
            Orada her an olebilirsin. Asik olabilirsin.
            Uc bes kisi birbirine girebilir, hepsi birbirini olduresiye dovup sonra dost olabilir oralarda. Hersey yolunda olabilir orda hayatinda, sIkIlirsin o zaman yalnizlik sarar her yanini. kapilarini kapatip oturamazsin o zaman geldiginde, illaki cikarsin sokaklara. Dert her yerde oralarda, buna alismaniz icin oralarda dogmaniz gerekir, havasini koklamaniz, solumaniz, dayak yemeniz, taciz edilmeniz, kufure alismaniz gerekir.
            Dogmadan olmaz.
            Dogmadan asik olamazsin oralara.
            Sonradan gelenler yalnizca avam hayatlar yasar, derdi varmis gibi gelir sonradan gelenlerin, yoktur aslinda. Onlarin acilari gecer gider. Doganlarin ki hic gecmez, hep bir yerlerde saklidir. Dert oralarin yasam seklidir, iclerine islemis, kanlarinda alyuvarlarin yaninda dolasan hayat veren molekullerden biri sanki. Biz onsuz o bizsiz olmaz oralarda.
             Unutmayiz biz aciyi. Iste o yuzden en buyuk asklar yasanir orda, bir kelimenin, iki cumlenin, en uzun yazilarin bile anlatamayacagi asklar. Kucucuk cocuk yuzu gibi asklar. Ben sensiz yasayamam dedirten, birbirine dusman yapan, yoklugunda hep arkasindan aglatan, sustukca buyuyen asklar yasanir oralarda.
Onsuz herkese ve herseye dusman olacaginiz asklari sadece orda yasarsiniz. Iste bu yuzden orda dogmak gerekir, ne olur demek icin,
            Demez digerleri.
            Yarim sevdalari yalnica orda yasarsiniz. Ask birakmaz yakanizi orda.
            Gec kalmistir digerleri hayati aci icinde olsada gulerek yasamayi ogrenmek icin, hem her zaman mutlu olup hem de barut gibi olabilen insanlar orda yasar. Anlamaz digerleri hayati orda, hergun birilerinin bir yerlerden dustugunu gorup ama tam yere carpacak iken hic bir sey olmamis gibi hayata devam eden adamlar orda yasar. Yasam seklidir risk orda.
            Sokaklari pisdir oralarin, tozlu ve delik desik. Olsun. Kimse kuralina gore araba kullanmaz, hergun bir yaris vardir cunku orda hayatta kalmak icin, trafikte bile. Kurtulmak istercesine araclarin birbiri arasinda ilerlediklerini gorebileceginiz tek yer orasi. Zaman sanki durmus, digerleri o araclarla giderken elleri terler, gozleri disari cikacakmis gibi firlar, ritimleri hizlanir adranelindir onlar icin, oralardakiler icin sadece bir yerden bir yere gitmektir,sonunda olum oldugunu bilseler bile. Onlarin hep acelesi vardir. yarin ne olur bilinmezdir de ondandir belki. Ama Umut denen sey kaderle dosttur orda.
              Digerleri anlamaz, yoktur bu ikisinin kardes oldugu baska yer.
              Basinizi koyacak bir kucak vardir oralarda. analarida farklidir, dimdiktir. Zaman kolay eskitir kadinlari oralarda, cilekestir ana orda. Dumduzdur, dosdogrudur ama. Katlanir o herseye, soguk gecelere, sensizlige, kohnelige, aldatilmisliga, hasrete. Herseye ragmen gittiginde corbani icer, elini hicbirseye degmeden kafani koyarsin kucagina, ayrilmak istemezsin. Can dayanir mi buna dersin, salsin kurtulsun istersin herseyden, ama o bicare yasamak icin dogmustur oralarda. Onun sevgisi yarim olmaz orda o yuzden ates teninde nafile ona. Olecegini bilse, hasreti ceker, soguk kohne sehirde sana mecburmus gibi yasar hayati oralarda kadin.
              Digerleri yasayamaz, kacar.
              Yalan soylemek sanattir orda. Bilseniz bile, sen yalan soyluyorsun diyemezsiniz orda. Sanki toprak gokte, hava yerde oralarda, yalan da boyle birsey iste. Ama her konustugunuz bana yalan soylediler der. Kendisine hic bakmaz, sonra varsin olsun der, ben gonul verdim bir kere onlara der. Hayat yalandir orda.
              Digerleri sebeb arar yalanda, dayanamaz, oralarda yalanin sebebi yoktur. Yalandir sadece.
              Anlamaz ordakiler bazen hayati. Yasar, hemde oyle bir yasar ki digerleri sasip kalir bu hayata, ne zaman calisip, ne zaman yiyorlar anlamazlar. Parasiz pulsuz bile karnin doyar orda bisekilde. Bu kadar aciya ragmen gunes dogar dogmaz kosusturma, vurdum duymazlik baslar ya yine, buna da sasrirlar. Anlayamakdiklari onlarin daha o kadar cok sey var ki, sevinclarimizi de anlamaz onlar, biz cok sevinir, adam oldurururuz. ordakilerin sakasinida anlamazlar, esek sakasidir cunku. Anlamazlar cunku hayatin dozu yoktur orda, kanununa kitabina diye kufur ederlar orda.
              Digerleri anlamaz, anlayamaz bunu.
              Digerleri hesap yapar, baslarken sonunu gormek ister.
              Digerleri hesap sorar.
              Dost vardir oralarda, dostu icin herseyi yapacak adamlar vardir. Hatta dostu yerine askere gidip yakalan salaklar yalnizca ordadir. Ama yaninda hic tanimadigi asker icin olen adam da ordadir, onun olmesi icin sebebini bilmesi gerekmedigi adamlarda ordadir. Okumus adam Doktor, muhendis olandir orda. Digerlerinin pek ehemmiyeti yoktur, hatta sizin ne is yaptiginizi hem anlamazlar hemde sizi dinlemek bile istemezler, iste memur gibi birsey derler size orda. Bazen en iyi etiketin bile anlami yoktur orda.
Iste orasi en buyuk celiskilerin yasandigi, en buyuk asklarin dogup ve oldugu, arabanin en hizli sekilde kullanilarak viraja girildigi, en abartili sevinclerin yasandigi bazen, en acili hayatlarin ise hergun var oldugu yerdir, alisik dogarsin orda aciya, orda hergun onlarca insan olurken hic olmeyecekmiscesine yasanir hayat.
Orda hicbir olenin hesabi sorulmaz.
Hesap yapilmaz orda.
Kaderdir yasamin getirdikleri orda.
Son defa uyanmis olabilirsiniz o gun, orda.
Bilemezsin yasamak sevap mi, gunah mi orda.
Orda doganlar yasar orda hayati, digerleri ise sadece seyreder yasananlari.
 

27 Ağustos 2010 Cuma

hog kong, sefin tarifi

27-08-2010

Sefin Tarifi

    Dun gece sef , sefin yamaklari ve kizimiz sefin hong kong tarifi adli dersindeydik.
    Bu hayat bilgisi dersi, oyle yemek tarifi degil fakat yemek tarifi tadinda, bir fincan kel oglan, bir corba kasigi yalakalik, iki cay bardagi yalan, bir avuc gecmisten alinan ders, uc kalip yarma adam, bir bardak sulandirilmis konu, bir adet asilinacak kiz, bir kasa bira vaya istege gore farkli ickiler eklenebilir. Elimizdeki malzemeyi once en yakin barda bir araya getiriyoruz. Bu islem icin herzaman oldugu gibi mutlaka bir maraba bulundurmakta fayda var ki, gereksiz islerle yuksek irtifadaki arkadaslar ugrasmasin. Goruldugu uzere maraba bulundurmak bir rituel oldugu icin menu dahil etmeye bile gerek yok. Bunu bilmeyen zaten boyle bir menuyu bile olusturamayacak kadar hiyardir.
    Sef ve geri kalanlari bir araya getirdikten sonra biraz tavanin altini acip isinmasini bekliyoruz. Yani ortamda henuz herkes gergin hatta sef bile. Ortamin isinmasindaki kasit bira veya istege gore secilen ickilerin tuketiminin baslamasi konusu.  Eee atalarimiz ne demis "kizgin olmayan tavada yag erimez kardes"demis.  Bu arada sefin yamaklari menunun en can alici noktasinda sef devreye girene kadar gecen surede garniturleri hazirlamaktalar. Bu esnada sef dikkatli bir sekilde ortami izlemekte ve menudeki konunun dagilmamasi icin dizginleride elinden birakmamaktadir.
    Sef kizgin tavaya artik yagi koyup menunun hazirlanmasi gerektiginde tum dizginleri cekip herkesi durdurup oagin onune gectiginde, ders baslamisti.
    Sef kel oglanin olmadigi fakat menunun ana konusu olan kel hakkinda ogune kadar ne biliyorsa anlatmaya baslamisti. Kel oglan soyledir, boyledir, soyle yaparsaniz boyle olur, vs. Kiz onu ve yamaklarini dikkatle dinlemekteydi. Ama bugun konunun gelecegi noktayi bileceginden emin bir edayla izlemekteydi menuyu. Sef Sakaryadaki anilardan basladi cunku kiz sakaryada dogmustu ve sefin bir sekilde konuyu kiza baglamasi gerekiyordu. Kizin yasadigi mahalleden tutunda akliniza o yerle alakali gelebilecek her yer anlatildi tabi bu arada hep canim ulkemde tariflerde gecen merkez veya ulu caminin arkasi yani sagi solu tarif edildi. Bizim kucuk sehirlerimizin vazgecilmezidir bu camiler, hep vardir onlar hikayelerde. Hep dusunmusumdur Maraba olarak ya bu camiler olmasaydi, o zaman nasil tarif edecektik, nasil bulacaktik mecburiyet caddesinin ustundeki 10 numarali daireyi, nasil gidecekti bir yabanci sisci ramazanin yerine. Neyse bunlar derin konular ve benim gibi marabalar bunlari dusunmeyi birakin hayalle etmemeliler. boyle sosyal konularda bir marabanin soyledigi laflarin ne degeri olabilirki.
    Sef soganlarin pembelesmeye basladigini gordu ve ana malzemeyi eline alarak tavaya atti. Kiza kendisini kel oglanla bas goz edebilecegini, bunun icin sadece onun evet demesinin yeterli olacagini soyleyiverdi.
    Kiz saskin bakislarla ama aceleci bir sekilde konusmaya basladi. Boyle birseyin olmayacagini, sefin Kel oglanin dusunceleri hakkinda yanildigini, Kel oglanin insan olarak cok iyi biri oldugunu ve sadece ve sadece arkadas olabileceklerini soyledi.
    Kizlar, iste Turk bir Turk kizinin tepkisi ancak boyle olabilirdi. Turk kizlarinin kabul etmeselerde egolari cok gucludur bu konularda. Onlar hoslanmasada birilerinin onlardan hoslanmasi hep hoslarina gitmistir. Yuksek irtifada takla atmak gibi birseydir bu duydu onlar icin. Hep istemezler ama hic hayir demezler.
   Sef artik gercegi goremedigini kabul etmisti. Menunun uzerinde oynanacak hicbir sey yoktu. Ana yemek sunulmus lezzet yakalanmisti. Sef yemegi basaryla tamalamis, masadaki herkeste yemisti. Hatta kiz egolari tavan yapmis oldugu icin bu tarifi hic untmayacakti.
   Kel oglan Hong Kong sokaklarinda kel basi, elinde 7/11 den aldigi birasi, ki o baykus yalniz bir bira alir ve digerlerinin sarhos olmasini beklerdi hep, yeni aldigi janti pantolonu ile etraftaki diger avlari kesmeye devam etmekteydi.
Onun icin mesele olmak yada olmamak degil, sevmek yada sevilmekte degil, yapmak yada yapamamakti.
Bunun icin tum varligiyla mucadele etmekti. 

26 Ağustos 2010 Perşembe

kel oglan hong kongda

25 agustos 2010

dun aksam Wan Chai sokaklarinda kel oglan ve arkadaslari ile tanistim. Kel oglan oyle sizin bildiginiz o hikayede gecen oglan degil, hong kong versiyonu olmus ama herseye ragmenTurk. Basrol oyuncusu.

iste boyle bir gecede basladi kel oglan ve burjuva kizinin hikayesi, hersey degisecekti o geceden sonra.
kel oglan uc defa evet tam uc defa okulun en guzel oglani secilmisti. bu ne demek diye dusundum durdum.
ama sonra anladim marabalar anlamaz bu tiplemeleri deyip kendi hayatima dondum.

kel oglan burjuva kizina devamli birseyler anlatmakta kiz da onu pur dikkat dinlemekteydi, gerci dunyasida sanki onunkinden farkliydi ama yinede dinliyordu. kel oglan kiza ne anlatiyorsa kiz onu oyle dikkatli oyle dikkatli dinliyorduki bir an onlarin o hikayede anlatildigi gibi baska dunyalarin insanlari oldugunu farkettik ben ve digerleri.
kel oglan bu haliyle de kendisinin cok cekici ve yasikli oldugunu ama eger sac ektirirse kesinlikle en iyi olabailecegini soyledi kiza, kiz onun bu onerisine hemen karsilik verdi.
"evet" dedi. kel oglan kizin ona yazildigini anladi. kel oglen bir kizda annesi ve kendisinin aradigi bircok ozelligi belirtti kiza. Kiz once pek anlamasada sonra kendisinin bu olmadigini anlatmaya calisti kel oglana ama durumdan hic memnun degil gibi degildi, kel oglan ona kur yapiyor kiz da karsilik veriyordu fakat ortak olamayan nokta cok asikardi, oglan utu yapan, temizlikten anlayan, yemek konusunda uzman ve annesinin sozunden cikmayacak bir gelin ariyordu ki olanlar oldu.
kiz bilmeden ben o degilim dedi anlattiklariyla. cunku onun eli baskalarini eline degmisti!
cunku o baska dunyanin yani sizin ve benim gibi marabalarin anlamayacagi insanlarin dunyasinda yasiyordu.
kel oglan hemen konum degistirdi ve ataga gecti o zaman ben de bir gecelik yasarim bu kizla dedi ve telefon mail vs. kiza ulasabilecegi tum iletisim araclarinin kullanilabilirligini denetledi. ama olmadi, kiz vermedi. yani telefon veya email vermedi.
sonunda oglan kendini sokaklara birakti, eline 7/11 den bir bira kapti ve ava cikti ama o gece kel oglani n sansli gecesi degildi. yada tilkinin donup dolasip gelecegi yer kizin yaniydi . tekrar geldi, gitti ve geldi.
sonuc husran, yapacak hicbirsey yoktu, gunes tekrar dogacak, hayat akmaya devam edecekti hong kongda
ve oylede oldu.

Marabanin dunyasi

Size marabanin dunyasini anlatmaya calisacagim. Hong kong'da bir basima tutunmaya calisirken hayata basima  gelen bazen komik, bazen aci, bazen sinir bozucu tum anilarimi paylasacagim.
Gorusmek uzere!